Merhaba
değerli okuyucularım.
Hadi bu gün
kendimiz için güzel bir şeyler yapalım…
Bu gün Pazar!
Yüzlerinizin
hafiften buruştuğunu görür gibiyimJ
Küçüklüğümde ben de Pazar günlerinden nefret ederdim. Bir kere ne hikmetse o
gün evde bir seferberlik hali olurdu. Çamaşır yıkanır, önlük ve yakalar
kolalanır ve ütülenir (bu anlattıklarımı aranızda hiç yaşamamış olanlar var
biliyorum:) ve hatta annelerimiz bizi de bir aklar paklardı. Bu hafta içi
banyolarına hiç benzemeyen bir paklanma çeşidiydi. Banyodan çıktığımızda
rengimiz Amerikan yerlilerininkine benzer ve derilerimiz buruş buruş olurdu.
Yani gerçek anlamıyla bir paklanmaydı ve arkasından ütülensek de olurdu yaniJ
Sonraları ne
hikmetse bu Pazar seremonileri bir değişti. Pazar günleri dinlenme, gezme
tozma, hayattan tat alma günü olmaya başladı. Pek çoğumuz için de miskinlik
günü oldu ki ben sanırım Pazar günü için en azından öğlene kadar geçen sürede,
insanın miskinlik yapabilmesinin bedenini dinlendirdiğine inanıyorumJ Pazar günü her
zamankine göre 1 saat fazla uyuyabilmek, aile ile veya tek silah da olsa şöyle “tv”
karşısında, ya da her nasıl keyif alıyorsanız öyle güzel kalender bir kahvaltı,
sonra dumanı tüten kahvemizle bir gazeteleri karıştırmak yada kitap okumak
ruhlarımıza inanın çok iyi gelecektir. Aranızda daha ağır ve yoğun bir tempo
ile çalışanlarımız vardır muhakkak. Ancak her ne hızda ve güçte çalışıyorsanız
çalışın, sırtlarınıza pervane değil nükleer reaktör takmak bile işe yaramayacak
kadar ağırsa bile temponuz bir durun! Bir nefes alın gözünüzü seviyim!
Unutmayın ki daha verimli çalışabilmek için o bedenlerinizin de dinlenmeye
ihtiyaçları var. Sonuçta makine değiliz ama inanın makinayla aynı ahenkte
çalışan bir vücudumuz var. Gerek duyduklarını vermezseniz bu bedenlere, arıza
çıkartırlar ve gerçekten de devreleri yanar. Sonra neden gözlerimin altında
böyle mor mor halkalar var (ki bu B vitamini eksikliğinin de habercisi olabilir
ve büyük olasılık zaten midenizle ilgili de sorunlar yaşıyorsunuzdur) ya da
eklemlerim ağrıyor, sırtımda inanılmaz ağrılar var vs diye söylenirken
bulursunuz kendinizi. Yani ne kadar ekmek o kadar köfte! Siz ona ne kadar iyi
bakarsanız o da size o kadar sorun çıkartmayacaktır!
Ne yapalım? Biz de azıcık
şımartalım, daha bir özenle iyi bakalım kendimize bugün! Cuma günü göz çevremizdeki kaz ayaklarının
oluşmasını nasıl geciktiririz ve nasıl görünümlerini yumuşatırız konusunu
konuşmuştuk ve bu günün konusunu da cilt temizliği olarak belirlemiştik
hatırlarsanız.
Bu gün cildimizi temizleyip bakım
maskeleri yapalım ardından dinlenelim ve bu günün keyfini çıkartalım, kısa da
olsa yarının Pazartesi olduğunu unutalım!
Hadi bakalım başlayalım. Söylemiştim
her şey zaten mutfağınızda olan malzemeler olacak benim tariflerimde. Benim
diyorum çünkü onları ben oluşturdum. Tabi yıllar içinde, benzer siteleri ya da
kitapları okuyarak, birikim edinerek. Bu nedenle benzerlerine diğer başka
kaynaklarda rastlayabilirsiniz ama birebir aynıları olmaz elbet. Çünkü, baktım ki yazılan tariflerde, örneğin
yulaf ezmesi değil de, yulaf kepeği kullanınca sonuç daha iyi oluyor. Yani
deneme ve tecrübe ile sabitlediğim tarifler. Bunlardan daha çooook var elbet! Sıraları
geldikçe konuşuruz onları daJ
Benim tariflerimde kendi bilgi
birikimim, meyve/sebzelerin vitamin içerikleri ve bu vitaminlerin cilt/deri
üzerinde ne gibi etkileri olduğu gerçeği ile ilişkili. Yani gene sizi sıkmadan
nedenleri ile anlatacağım.
Sabah kalktığınızda her ne olursa
olsun nemlendiricili bir sabunla (ki kozmetik yerine zeytin yağlı olanları
tercih ederseniz, yüzünüze kendi organik yapısına daha yakın bir malzeme ile
yaklaşmış olacaksınız) yüzünüzü yıkayın. Kahvaltı ve tembellik faslı bittikten
sonra, spor yapacaksanız da spordan önce bir güzel cildimize zaman ayıralım.
Önce bir küçük tencereye 1 su bardağı su koyun ve onu kaynatın. Ateşten
aldıktan sonra içine biraz gül suyu ya da kuru papatya da ekleyebilirsiniz.
Daha güzel kokacak ve sizi duygusal olarak da rahatlatarak bir ferahlık
verecektir. Ayrıca kuru papatya eğer varsa sinüzit sorununuza da çok iyi
gelecektir. Eğer yoksa bu yapacağınız işlemin etkisini azaltmaz. Asıl amacımız
gözeneklerimizi açmak. Bu buharı, başımızın üstünü kalın ve büyükçe bir havlu
ile kapatarak fazlada tencereye yaklaşmadan yüzümüze tutalımJ Bu şekilde
gözeneklerimiz iyice açılacaktır. Fazla zaman kaybetmeden şimdi siyah
noktalarımızdan kurtulma vaktidir. Bunun için önceden eczaneden aldığınız bir
20’lik enjektörün iğne kısmını enjektörün başından çıkartın ve enjektörün iğnesiz
ucunu siyah noktanızın üzerine iyice bastırarak vakumla çekin. “Fırt” diye
enjektörün içine geçecektir. Eğer geçmiyorsa zinhar dokunmayın. Zaten sayıları
iyice artmış ve bu şekilde çıkmıyorlarsa çoktan iyi bir dermatoloğa gitme
vaktiniz gelmiş demektir. Hadi sıktınız hemen üzerini bir kulak temizle pamuğu
ucuna döktüğünüz biokadin/tentürdiyot ile silin. Bu bölgedeki bakterileri
öldürecektir. Tüm güzelim gençlik yıllarım yüzümdeki Himalaya zirvelerini
sıkmakla geçti. Sıktıktan hemen sonra ertesi gün yanında dün yok ettiğimi
aratmayacak bir yenisi çıkardı. O zamanlar bakteriler hakkında en ufak bir
bilgim yoktu. Bu sivilce dediğimiz hain oluşumlar derimizdeki kıl foliküllerine
açılan yağ bezlerinin bakterilerce istila edilmesinden, enfekte olmasından
kaynaklanıyor. Bu nedenle siz onları sıktığınızda aslında deriniz üzerine
yanardağ zirvesinden süzülen lavlar gibi bakterileri akıtıyorsunuz. Onlarda tüm
suratınıza yayılıyorlar. Ve daha da kötüsü sıktınız ve başarılı bir patlama
yaptınız ama asıl o kıl folikülü’nün dibinde, o bakterilerin yuvası var! İşte
orayı kurutmak lazım. Aksi durumda aynı yerden eskisini aratmayacak bir yenisi
çıkacaktır. Bu nedenle biokadin sürüyoruz. Bakterilerin hakkından gelsin diye.
Tabi tam da şu anda sivilcelerinizi sıkın öğüdü vermiyorum size!!! Aman
dikkat!!! Biz şu an siyah noktalardan söz ediyoruz. Yoksa ben de zamanında
sıkmasaydım, sonrasında oluşan kraterleri yok edebilmek için o kadar çok uğraş
vermek zorunda kalmayacaktım!
Evet konumuza dönelim. Siyah
noktaları temizledikten sonra onlara özel bir maske ile derinlemesine temizlik
yapalım. İhtiyacımız olanlar meşhur Dukan diyeti ile ünlenen yulaf kepeği, ek
olarak da maydanoz ve yumurta akı. 2 yemek kaşığı yulaf kepeğini bir kaba
koyalım. 1 çay bardağı suda maydanozları kaynatıp 10 dk demleyip, suyunu
ılıdıktan sonra yulaf kepeğinin üzerine dökelim. Bir yumurtanın akını da karıştıralım.
Şimdi yüzümüze uygulayabiliriz. 15 dakika bekletip ılık suyla yıkayalım.
Ardından yüzümüzü sıkılaştırmak için bir maske yapalım
bu sırada cildimiz de dinlenecektir. Bir kaba kuru maya koyup (her markette bulabilirsiniz,
köşede ki bakkalda bile var artık) ılık su ile balçık kıvamına gelene kadar
yumuşatıp üzerine de 5 -6 damla limon suyu ekleyelim. Maya içinde ki potasyum,
hatırı sayılır zengin protein miktarı ve B2 ve 6 vitaminleri ile cildin
yenilenmesinden, toksinlerin atılmasından ve cildin yağ dengesinin
dengelenmesinden sorumlu. Limon ise pH değeri 2-3 arasında %5 asit içerir. Bu
asit sitrik asit ve askorbik asitdir (C vitamini). Bunlar cildimiz için
yaralıdır ancak her zaman dediğim gibi azı yarar çoğu zarardır her şeyin. Eğer
limon suyunu alıp yüzünüze sürerseniz bir süre sonra yüzünüzün karıncalanmaya
ve yanmaya başladığını hissedersiniz. Aslında bu şekilde yüzünüze oldukça güzel
bir ev ortamı peeling’i yapmış olursunuz. 5 dakikanın ardından hemen ılık su
ile nötralize etmenizi öneririm. Asıl konumuzdan sapmayalım, aklımda o kadar
çok şey var ki bir şeyi anlatırken bir sürü ilgili şey de peşi sıra geliyor.
Umarım hepsini sizlerle paylaşmak kısmet olurJ
Evet mayalı sıkılaştırıcı
maskemizi de 15 dakika bekletip yıkıyoruz ve sonra cildimizi nemlendirmemiz
gerekiyor şimdi. Ben kayısı çekirdeği yağı kullanıyorum uzun zamandır. Yağlı,
kuru yada karma cilt yapısındaki tüm cilt tiplerine güvenle kullanabilirsiniz.
Ancak kuru bir pamuk ped’in üstüne birkaç damla damlattıktan sonra ped’i su ile
biraz nemlendirin yani kayısı çekirdeği yağını dilüe ederek bu ped ile yüzünüzü
ve boynunuzu silin. Harika bir nemlendirme elde edeceksiniz. Çekirdeği değil de
sadece kayısı yağı olan ürün de gene yağlı ciltlerde, aynı şekilde nemli ped ile
cilde uygulanabilir. Çünkü cildi kurutucu etkisi var uzun vade de.
Sıra tonikte! Bildiğim ve
uyguladığım en güzel tonik maden sodası ya da gül suyu. İsterseniz ikisini karıştırabilirsiniz
de. Cildinizi bir güzel tonikleyin ve sabah demlediğiniz siyah demlik
poşetlerinden iki adet soğumuşunu gözlerinizin üzerine kapatarak 15-20 dakika
dinlenin. Bunu hak ettiniz. Kendiniz için harikulade bir iş başardınız bu gün.
Bunu her hafta yapın lütfen. Çünkü düzenli kullanma sizleri sonuca götürür. 8
hafta sonra cildinizdeki sonuca siz bile inanmakta güçlük çekebilirsiniz. Maskeler
dışında diğerlerini her gün uygulayabilirsiniz.
Ancak tabi ki bu sözünü ettiğimiz
ürünlerden birine alerjiniz olabilir. Yapmadan önce kolunuzun iç kısmına ya da
elinizin üzerine sürerek deneyin bir kızarma ya da kaşınma varsa alerjiniz var
demektir. Lütfen dikkat! Aslında bu küçük testi hayat boyu kullanacağınız her
ürün de yapmanızı öneririm.
Pazartesi hangi güzel konu da
konuşsak ve hayatımıza yeni güzellikler katsak acaba? Hıııııımmm…
Hadi bu da sürpriz olsunJ
İyi pazarlar dostlarım, sevgi ve
sağlıkla buluşmak dileğiyle…
Resim kaynakları:
http://www.sevdaselim.net
http://www.sifamarket.com
http://www.yumaksepeti.com
http://www.ciltonik.com
Çiğdemciğim ben de gençliğimden beri cilt sorunu yaşayanlardanım. Bu kez tam geçti derken doğum sonrası ve Güneş lekeleriyle uğraşmak zorunda kaldım. Halen uğraşıyorum. Tavsiyelerini bekliyorum. Bugünkü verdiğin bilgiler için ayrıca teşekkürler.
YanıtlaSilGülistan canım benim, çok teşekkür ederim. Bu konuları daha sonra daha da geniş kapsamlı anlatacağım. Ama şu an hemen söylemek istiyorum ki kayısı çekirdeği yağını söylediğim gibi her sabah ve akşam kullanırsan, düzenli kullanımla yüzündeki bütün lekelerin 2-3 aya ortadan kaybolduğunu göreceksin. Sevgiler canım arkadaşım. yakın zamanda umarım görüşürüz. Gönülden özledim tatlım:)
SilCanım arkadaşım verdiğin bilgi için çok ama çok teşekkür ederim.kesinlikle deneyeceğim. Ben kozmetige de çok para harcayanlardandim ta ki seni okuyana kadar. Elimdekiler bitsin bir daha kesinlikle alamayacağım senin önerilerin benim uyguladiklarim olacak bundan sonra.Görüsebilmeyi ben de çok ama çok isterim. Yüreğine, kalemine sağlık.
YanıtlaSil