23 Kasım 2014 Pazar

Bu gün kendimizi şımartmalı:)



Merhaba değerli okuyucularım.
Hadi bu gün kendimiz için güzel bir şeyler yapalım…
Bu gün Pazar!
Yüzlerinizin hafiften buruştuğunu görür gibiyimJ Küçüklüğümde ben de Pazar günlerinden nefret ederdim. Bir kere ne hikmetse o gün evde bir seferberlik hali olurdu. Çamaşır yıkanır, önlük ve yakalar kolalanır ve ütülenir (bu anlattıklarımı aranızda hiç yaşamamış olanlar var biliyorum:) ve hatta annelerimiz bizi de bir aklar paklardı. Bu hafta içi banyolarına hiç benzemeyen bir paklanma çeşidiydi. Banyodan çıktığımızda rengimiz Amerikan yerlilerininkine benzer ve derilerimiz buruş buruş olurdu. Yani gerçek anlamıyla bir paklanmaydı ve arkasından ütülensek de olurdu yaniJ
Sonraları ne hikmetse bu Pazar seremonileri bir değişti. Pazar günleri dinlenme, gezme tozma, hayattan tat alma günü olmaya başladı. Pek çoğumuz için de miskinlik günü oldu ki ben sanırım Pazar günü için en azından öğlene kadar geçen sürede, insanın miskinlik yapabilmesinin bedenini dinlendirdiğine inanıyorumJ Pazar günü her zamankine göre 1 saat fazla uyuyabilmek, aile ile veya tek silah da olsa şöyle “tv” karşısında, ya da her nasıl keyif alıyorsanız öyle güzel kalender bir kahvaltı, sonra dumanı tüten kahvemizle bir gazeteleri karıştırmak yada kitap okumak ruhlarımıza inanın çok iyi gelecektir. Aranızda daha ağır ve yoğun bir tempo ile çalışanlarımız vardır muhakkak. Ancak her ne hızda ve güçte çalışıyorsanız çalışın, sırtlarınıza pervane değil nükleer reaktör takmak bile işe yaramayacak kadar ağırsa bile temponuz bir durun! Bir nefes alın gözünüzü seviyim! Unutmayın ki daha verimli çalışabilmek için o bedenlerinizin de dinlenmeye ihtiyaçları var. Sonuçta makine değiliz ama inanın makinayla aynı ahenkte çalışan bir vücudumuz var. Gerek duyduklarını vermezseniz bu bedenlere, arıza çıkartırlar ve gerçekten de devreleri yanar. Sonra neden gözlerimin altında böyle mor mor halkalar var (ki bu B vitamini eksikliğinin de habercisi olabilir ve büyük olasılık zaten midenizle ilgili de sorunlar yaşıyorsunuzdur) ya da eklemlerim ağrıyor, sırtımda inanılmaz ağrılar var vs diye söylenirken bulursunuz kendinizi. Yani ne kadar ekmek o kadar köfte! Siz ona ne kadar iyi bakarsanız o da size o kadar sorun çıkartmayacaktır!

Ne yapalım? Biz de azıcık şımartalım, daha bir özenle iyi bakalım kendimize bugün!  Cuma günü göz çevremizdeki kaz ayaklarının oluşmasını nasıl geciktiririz ve nasıl görünümlerini yumuşatırız konusunu konuşmuştuk ve bu günün konusunu da cilt temizliği olarak belirlemiştik hatırlarsanız.
Bu gün cildimizi temizleyip bakım maskeleri yapalım ardından dinlenelim ve bu günün keyfini çıkartalım, kısa da olsa yarının Pazartesi olduğunu unutalım!
Hadi bakalım başlayalım. Söylemiştim her şey zaten mutfağınızda olan malzemeler olacak benim tariflerimde. Benim diyorum çünkü onları ben oluşturdum. Tabi yıllar içinde, benzer siteleri ya da kitapları okuyarak, birikim edinerek. Bu nedenle benzerlerine diğer başka kaynaklarda rastlayabilirsiniz ama birebir aynıları olmaz elbet.  Çünkü, baktım ki yazılan tariflerde, örneğin yulaf ezmesi değil de, yulaf kepeği kullanınca sonuç daha iyi oluyor. Yani deneme ve tecrübe ile sabitlediğim tarifler. Bunlardan daha çooook var elbet! Sıraları geldikçe konuşuruz onları daJ   
Benim tariflerimde kendi bilgi birikimim, meyve/sebzelerin vitamin içerikleri ve bu vitaminlerin cilt/deri üzerinde ne gibi etkileri olduğu gerçeği ile ilişkili. Yani gene sizi sıkmadan nedenleri ile anlatacağım.

Sabah kalktığınızda her ne olursa olsun nemlendiricili bir sabunla (ki kozmetik yerine zeytin yağlı olanları tercih ederseniz, yüzünüze kendi organik yapısına daha yakın bir malzeme ile yaklaşmış olacaksınız) yüzünüzü yıkayın. Kahvaltı ve tembellik faslı bittikten sonra, spor yapacaksanız da spordan önce bir güzel cildimize zaman ayıralım. Önce bir küçük tencereye 1 su bardağı su koyun ve onu kaynatın. Ateşten aldıktan sonra içine biraz gül suyu ya da kuru papatya da ekleyebilirsiniz. Daha güzel kokacak ve sizi duygusal olarak da rahatlatarak bir ferahlık verecektir. Ayrıca kuru papatya eğer varsa sinüzit sorununuza da çok iyi gelecektir. Eğer yoksa bu yapacağınız işlemin etkisini azaltmaz. Asıl amacımız gözeneklerimizi açmak. Bu buharı, başımızın üstünü kalın ve büyükçe bir havlu ile kapatarak fazlada tencereye yaklaşmadan yüzümüze tutalımJ Bu şekilde gözeneklerimiz iyice açılacaktır. Fazla zaman kaybetmeden şimdi siyah noktalarımızdan kurtulma vaktidir. Bunun için önceden eczaneden aldığınız bir 20’lik enjektörün iğne kısmını enjektörün başından çıkartın ve enjektörün iğnesiz ucunu siyah noktanızın üzerine iyice bastırarak vakumla çekin. “Fırt” diye enjektörün içine geçecektir. Eğer geçmiyorsa zinhar dokunmayın. Zaten sayıları iyice artmış ve bu şekilde çıkmıyorlarsa çoktan iyi bir dermatoloğa gitme vaktiniz gelmiş demektir. Hadi sıktınız hemen üzerini bir kulak temizle pamuğu ucuna döktüğünüz biokadin/tentürdiyot ile silin. Bu bölgedeki bakterileri öldürecektir. Tüm güzelim gençlik yıllarım yüzümdeki Himalaya zirvelerini sıkmakla geçti. Sıktıktan hemen sonra ertesi gün yanında dün yok ettiğimi aratmayacak bir yenisi çıkardı. O zamanlar bakteriler hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Bu sivilce dediğimiz hain oluşumlar derimizdeki kıl foliküllerine açılan yağ bezlerinin bakterilerce istila edilmesinden, enfekte olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle siz onları sıktığınızda aslında deriniz üzerine yanardağ zirvesinden süzülen lavlar gibi bakterileri akıtıyorsunuz. Onlarda tüm suratınıza yayılıyorlar. Ve daha da kötüsü sıktınız ve başarılı bir patlama yaptınız ama asıl o kıl folikülü’nün dibinde, o bakterilerin yuvası var! İşte orayı kurutmak lazım. Aksi durumda aynı yerden eskisini aratmayacak bir yenisi çıkacaktır. Bu nedenle biokadin sürüyoruz. Bakterilerin hakkından gelsin diye. Tabi tam da şu anda sivilcelerinizi sıkın öğüdü vermiyorum size!!! Aman dikkat!!! Biz şu an siyah noktalardan söz ediyoruz. Yoksa ben de zamanında sıkmasaydım, sonrasında oluşan kraterleri yok edebilmek için o kadar çok uğraş vermek zorunda kalmayacaktım!
Evet konumuza dönelim. Siyah noktaları temizledikten sonra onlara özel bir maske ile derinlemesine temizlik yapalım. İhtiyacımız olanlar meşhur Dukan diyeti ile ünlenen yulaf kepeği, ek olarak da maydanoz ve yumurta akı. 2 yemek kaşığı yulaf kepeğini bir kaba koyalım. 1 çay bardağı suda maydanozları kaynatıp 10 dk demleyip, suyunu ılıdıktan sonra yulaf kepeğinin üzerine dökelim. Bir yumurtanın akını da karıştıralım. Şimdi yüzümüze uygulayabiliriz. 15 dakika bekletip ılık suyla yıkayalım.
Ardından  yüzümüzü sıkılaştırmak için bir maske yapalım bu sırada cildimiz de dinlenecektir. Bir kaba kuru maya koyup (her markette bulabilirsiniz, köşede ki bakkalda bile var artık) ılık su ile balçık kıvamına gelene kadar yumuşatıp üzerine de 5 -6 damla limon suyu ekleyelim. Maya içinde ki potasyum, hatırı sayılır zengin protein miktarı ve B2 ve 6 vitaminleri ile cildin yenilenmesinden, toksinlerin atılmasından ve cildin yağ dengesinin dengelenmesinden sorumlu. Limon ise pH değeri 2-3 arasında %5 asit içerir. Bu asit sitrik asit ve askorbik asitdir (C vitamini). Bunlar cildimiz için yaralıdır ancak her zaman dediğim gibi azı yarar çoğu zarardır her şeyin. Eğer limon suyunu alıp yüzünüze sürerseniz bir süre sonra yüzünüzün karıncalanmaya ve yanmaya başladığını hissedersiniz. Aslında bu şekilde yüzünüze oldukça güzel bir ev ortamı peeling’i yapmış olursunuz. 5 dakikanın ardından hemen ılık su ile nötralize etmenizi öneririm. Asıl konumuzdan sapmayalım, aklımda o kadar çok şey var ki bir şeyi anlatırken bir sürü ilgili şey de peşi sıra geliyor. Umarım hepsini sizlerle paylaşmak kısmet olurJ
Evet mayalı sıkılaştırıcı maskemizi de 15 dakika bekletip yıkıyoruz ve sonra cildimizi nemlendirmemiz gerekiyor şimdi. Ben kayısı çekirdeği yağı kullanıyorum uzun zamandır. Yağlı, kuru yada karma cilt yapısındaki tüm cilt tiplerine güvenle kullanabilirsiniz. Ancak kuru bir pamuk ped’in üstüne birkaç damla damlattıktan sonra ped’i su ile biraz nemlendirin yani kayısı çekirdeği yağını dilüe ederek bu ped ile yüzünüzü ve boynunuzu silin. Harika bir nemlendirme elde edeceksiniz. Çekirdeği değil de sadece kayısı yağı olan ürün de gene yağlı ciltlerde, aynı şekilde nemli ped ile cilde uygulanabilir. Çünkü cildi kurutucu etkisi var uzun vade de.
Sıra tonikte! Bildiğim ve uyguladığım en güzel tonik maden sodası ya da gül suyu. İsterseniz ikisini karıştırabilirsiniz de. Cildinizi bir güzel tonikleyin ve sabah demlediğiniz siyah demlik poşetlerinden iki adet soğumuşunu gözlerinizin üzerine kapatarak 15-20 dakika dinlenin. Bunu hak ettiniz. Kendiniz için harikulade bir iş başardınız bu gün. Bunu her hafta yapın lütfen. Çünkü düzenli kullanma sizleri sonuca götürür. 8 hafta sonra cildinizdeki sonuca siz bile inanmakta güçlük çekebilirsiniz. Maskeler dışında diğerlerini her gün uygulayabilirsiniz.
Ancak tabi ki bu sözünü ettiğimiz ürünlerden birine alerjiniz olabilir. Yapmadan önce kolunuzun iç kısmına ya da elinizin üzerine sürerek deneyin bir kızarma ya da kaşınma varsa alerjiniz var demektir. Lütfen dikkat! Aslında bu küçük testi hayat boyu kullanacağınız her ürün de yapmanızı öneririm.
Pazartesi hangi güzel konu da konuşsak ve hayatımıza yeni güzellikler katsak acaba? Hıııııımmm…
Hadi bu da sürpriz olsunJ
İyi pazarlar dostlarım, sevgi ve sağlıkla buluşmak dileğiyle…


Resim kaynakları:

http://www.sevdaselim.net
http://www.sifamarket.com
http://www.yumaksepeti.com
http://www.ciltonik.com



3 yorum:

  1. Çiğdemciğim ben de gençliğimden beri cilt sorunu yaşayanlardanım. Bu kez tam geçti derken doğum sonrası ve Güneş lekeleriyle uğraşmak zorunda kaldım. Halen uğraşıyorum. Tavsiyelerini bekliyorum. Bugünkü verdiğin bilgiler için ayrıca teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülistan canım benim, çok teşekkür ederim. Bu konuları daha sonra daha da geniş kapsamlı anlatacağım. Ama şu an hemen söylemek istiyorum ki kayısı çekirdeği yağını söylediğim gibi her sabah ve akşam kullanırsan, düzenli kullanımla yüzündeki bütün lekelerin 2-3 aya ortadan kaybolduğunu göreceksin. Sevgiler canım arkadaşım. yakın zamanda umarım görüşürüz. Gönülden özledim tatlım:)

      Sil
  2. Canım arkadaşım verdiğin bilgi için çok ama çok teşekkür ederim.kesinlikle deneyeceğim. Ben kozmetige de çok para harcayanlardandim ta ki seni okuyana kadar. Elimdekiler bitsin bir daha kesinlikle alamayacağım senin önerilerin benim uyguladiklarim olacak bundan sonra.Görüsebilmeyi ben de çok ama çok isterim. Yüreğine, kalemine sağlık.

    YanıtlaSil